İrtibatı Koparmayalım!
paha biçilmez deyimi
Çok pahalı, kıymeti ölçülemeyecek kadar yüksek, değeri ölçülemeyecek kadar fazla olan.
Örnek : Yavuz Bey en son açtığı resim sergisinde, paha biçilmez eserler sergilenmişti.
Örnek : Ayşe Hanım, evlenme teklifime evet dediği andaki mutluluğumun pahası biçilmez.
- basıp gitmek
- gönlünü kaptırmak
- sünger çekmek
- sözünü etmek
- eyvallah etmek
- delik büyük, yama küçük
- acısını almak
- borçsuz harçsız
- elini sürmemek
- zeval bulmak
- aklı dağılmak
- afra tafra
- yuvarlanıp gitmek
- gözü arkada kalmak
- Allah beterinden esirgesin
- bomba gibi
- dudak sarkıtmak
- abuk sabuk konuşmak
- lüpe konmak
- mart içeri pire dışarı
- Allah iyiliğini versin
- ötesi çıkmaz sokak
- buz gibi
- karaborsa
- barut fıçısı
- babanın canı için
- çörden çöpten
- donuna doldurmak
- ecelden aman olursa
- parmak kadar çocuk
- başı kalabalık
- hâli vakti yerinde
- taş yürekli
Son Sorgulanan Deyimler
Deyim
Anlamı
(kendinin, birinin) (1) bir şeyi yapmaya kesin karar vermek. örnek: Aklıma koydum, bu yaz denize gideceğim. (2) bir şeyi yapmayı birinin kafasına sokmak, onu etkileyerek o işi yapacak hale getirmek, yapması için etkilemek. örnek: Böyle şeyleri çocuğun aklına koymak doğru değildir.
Çok pahalı, kıymeti ölçülemeyecek kadar yüksek, değeri ölçülemeyecek kadar fazla olan.
Örnek : Yavuz Bey en son açtığı resim sergisinde, paha biçilmez eserler sergilenmişti.
Örnek : Ayşe Hanım, evlenme teklifime evet dediği andaki mutluluğumun pahası biçilmez.
(birinin) ilenci er geç yerini bulmak, gerçekleşmek. örnek: Benim ahım yerde kalmaz.
kendisini aptalmış gibi göstermek, bir şey bilmez, bir şeyden anlamaz görünmek. örnek: Kimi zaman aptallığa vurmak işe yarar.
(birinin) bir şey için bir kimseye alçalırcasına yalvarmak. örnek: O bir gün ayaklarıma kapanacak ama, bağışlamayacağım.
Kendisine yapılan kötülüklerin öcünü almak, cezasını sert karşılıklarla vermek.?Bunu, onun yanına bırakmayacağım.?
bu güç işten kurtulmak için herkes başının çaresine baksın, bakamayanlar ne olursa olsun.
(1) (birinin ya da kendinin) bir yerini acıtmak. örnek: Dişçi, çocuğun canını yakmıştı. (2) (birini) acı verecek biçimde cezalandırmak, örnek: Öğretmen, çoğunun canını yakmıştı, ama kimse değişmemişti. (3) (birini) çok büyük zarara uğratmak, örnek: Kuraklık, bu yıl çiftçinin canını yaktı.
(1) Saatin zembereği kurulmaz duruma gelmek. (2) Kendini tutamayarak uzun uzun gülmek.
al. okuldan başarısızlıkla ayrılmak ya da kovulmak. örnek: Okula gitti ama arka kapıdan mezun oldu.
Yayın Ağımız
Bu listede yer alan sitelerimiz günlük hayatınızda gerek eğitim, gerek iş, gerek eğlence ve gerekse alışveriş konusunda yardımcı olmak için uzman ekipler tarafından hazırlanmaktadır.Eğitim Sitelerimiz
Eğlence Sitelerimiz
Rehber Sitelerimiz
Diğer Sitelerimiz
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2024
Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.anlaminedir.com bir nerededir.com sitesidir.